Güvensizlik Sendromu

"Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden güvende oldukları kimsedir." Hadisi Şerif.

    "Allah belamı versin ki ben yapmadım!"

Arkadaşla oturmuş afiyetle yemeğimizi yerken adamın birisi elindeki telefona haklılığını ispatlamak için avazı çıktığı kadar "Allah belamı versin ki ben yapmadım" diye bağırıyor. (Tamam kardeşim yapmadıysan yapmamışsındır. Koskoca adamsın yalan söylecek halin yok ya.) Bir insan neden bir şeyin doğruluğunu kanıtlarken kendine bela okur ki? Ya kendisini garantiye almış hiçbir şey olmayacağından emindir ya da iman noktasında zayıflığı vardır. Allah vermesin o anda başına bir bela gelse kendisi de helak olup gidecek ve kanıtlamaya çalıştığı olayında bir önemi kalmayacak. Aslında suç burada bela dilenen vatandaşın değil tamamen toplum olarak birbirimize olan güven duygumuzun zayıf olmasından kaynaklanıyor. En basitinden önce kendi hayatımızı sorguya çekmemiz gerekiyor. Güvenilir birisi miyim? Başkalarına neden güvenmiyorum? Sorulara cevap verebilme cesaretini gösterebildiniz mi? Peki verdiğiniz cevaplara kendinizde inandınız mı? Aslında kendimizi sorguladıkça bir nevi güven testi yapmış oluyoruz. Arada bir yapmanızı öneririm. Kendi vicdanınızın itiraf niteliğindeki sesini duymaya başlayacaksınız.
"Güven duygusu dünyanın belkide en emniyetli yeri olan anne karnında başlar ve eğitimin en temel başlangıç yeri olan aileyle birlikte devam eder."
    Adeta bir veba hastalığı gibi sirayet eden güvensizlik duygusunu toplumun üzerinden şıp diye kaldıracak bir sihirli değnek ne yazık ki icat edilmedi. Güven duygusu dünyanın belkide en emniyetli yeri olan anne karnında başlar ve eğitimin en temel başlangıç yeri olan aileyle birlikte devam eder. Ebeveynlerin özellikle de çocukluktan itibaren güven duygusunu aşılamaya özen göstermesi gerekiyor Örneğin, Çocuğunuza söz veripte yerine getirmediğinizde istediğini almak için ısrarla direten çocuğu susturmak için birde üstüne kapıya kilit vurup karanlık odada saatlerce ağlamasına müsaade ettiğinizde bu yavrucağın daha tazecik beynine söz veripte yerine getirmeme eylemleriyle ilk yalan söyleme ve güvensizlik duygusunu işlemiş oluyorsunuz. 
“Efendim nedir bu insanların hali nereye baksam bir yalan makinesi görüyorum. Toplum olarak nereye gidiyoruz? Sözde batıya Hristiyan diyoruz ama adamlar müslümanın yapacağı işleri yapıyorlar.”
Bu durumlardan dert yanmakla yine kendimizi kandırmış oluyoruz. Çünkü kendi ellerimizle güvensizliğin temelini aşılayarak yetiştirdiğimiz nesillerden ne bekleyebiliriz ki?
Güvensizlik duygusunu çözmek için işe önce kendimizden, aile olarak çocuklarımızdan ve toplum olarak da milli ve manevi değerlerimize sıkı sıkıya bağlanmakla çözebiliriz. Yarınlara daha güvenilir bir dünya bırakma ümidiyle.. En güvenilir olan Allaha Emanet olun..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutluluk ve İnsan